Hayatın anlamını arayanlara…


Bu siteyi arkadaşlarımla varoluş üzerine yaptığım sohbetlerden sonra yapmaya karar verdim. Her bir araya geldiğimizde söz dönüp dolaşıp “nereden geldik nereye gidiyoruz”a dönüp birbirimize fikirlerimizi söylediğimizde her seferinde konuştuğumuz konuların havada kaldığını fark ettim çünkü bir daha ki sefer görüştüğümüzde yine aynı şeyler etrafında konuşmaya başlardık. Bu sitede uzun yıllar okuduğum kitapları, dinlediğim dersleri ve gördüğüm sonuçları bir araya getirdim. Yani bu sitenin amacı karşılıklı "sen doğrusun ben yanlışım" diye tartışmak yerine düşünmeyi sağlamaktır. Dolayısıyla iki saatte okuyup bitirebileceğin bir site değil. Sitede bazı kitaplardan bahsettim, bunda da amaç bir haftada okuyup bana cevap yetiştirmek değil daha çok okuduğun kitaplarda bir tutarsızlık olmadığını fark edip üzerine düşünmek olmalı. Bu kitaplar din kitapları değil normal insanlar anlasın diye yazılmış fizik ve doğa kanunlarından bahsediyor. Oxford’da matematik profesörü ve filozof olan John Lennox şöyle söylemiş “evrenin bilim yapmaya müsait bir yapısının olması tanrıyla daha iyi açıklanıyor.” Bu sitede yazdıklarımdan veya referans gösterdiğim kitaplar veya derslerden maksadım düşünmeni sağlamaktır. Bundan ötesine de kimsenin gücünün yeteceğini zannetmiyorum.

Genelde karşılaştığım en büyük sorun kimse okumak istemiyor ama konuşmaktan çok hoşlanıyor. “Bir kitap var orada şöyle bir açıklama var” dediğimde çoğu zaman bu kitapların, açıklamaların dikkate alınmadığını gördüm. Bunları yok sayarak sohbet etmek daha cazip geliyor olsa gerek. O yüzden yine böyle olmasın diye okuduğum kitaplardan bazı bölümler taradım, belki dikkatini çekebilirim ama sonuçta bu taranan bölümler 20-30 sayfa kadar, devamını okumak sana kalıyor. Göstermek istediğim kitap Taşkın Tuna’nın kitabı. Bu site aklımda şekillenip de yazmaya başlayınca Taşkın Beye site hakkında bilgi verdim ve kitaplarından bazı bölümler için telif hakkı sordum, sitemin ilgisini çektiğini ve bazı şartları yerine getirmem şartıyla bazı bölümleri kullanmama izin verdi. Üç kitabından birer bölüm aldım. Buradan Taşkın Tuna’ya kitaplardan birer bölüm yayınlamama izin verdiği için sonsuz teşekkür ediyorum. Aynı şekilde kitapları yayına hazırlayan Şule Yayınlarına da sonsuz teşekkür ederim. Allah izin verenlerden razı olsun.

Kur'an'da, evrenin, gezegenlerin, dünyanın ve dünya içindeki yaşamı anlatan ayetler bugün dış dünyada gözlemlenebiliyor. Mesela ayetlerde Big Bang'i görebiliyoruz. Ama bu şu demek değil; "bilim Big Bangi ispatladı, Kur'an'da da ayeti var, o zaman Kur'an Allah'tan geliyor demektir." Bu doğru bir önerme değildir. Tam tersi doğrudur; Kur'an'da nasıl yazıyorsa bilim adamları veya bu işlerle kim uğraşıyorsa yaptığı gözlemlerde ayette yazanı görmek durumundadır. Allah dünyayı, güneşi, ayı biz dünyada yaşayabilelim diye yarattı. Yarattığı için ayetlerde bunları anlatmıştır. Bu yüzden Kur'an'ın bir insan yazması olamayacağının en büyük delili Kur'an'ın kendisidir. Kur'an'ı okuduğun zaman Allah'ın evreni, dünyayı ve dünyadaki hayatı nasıl yarattığını anlattığını görürsün. Bu ikisini örtüştürdüğün an "şahit" oldun demektir.

Kur'an'da insanların tavırlarını anlatan ayetler var, özellikle inkar edenleri anlatan ayetler çok ilgimi çekiyor. Bu ayetler inkar etmekte ısrar edenlerin gözlerini, kulaklarını açmadığını, akıllarını kullanmadığını söylüyor. Bu ayetler eğer insanlar akıllarını, basiretlerini kullanırsa Allah’ın delillerini göreceğini bildiriyor. Kur'an'ın Allah'tan geldiğine şahit olmak bu yüzden çok önemli. İnkar edenlerin tavırlarının Kur'an'da yazılı olduğunu görebilirsin.

Casiye
Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım (Nahl 98)

22. Allah gökleri ve yeri bir hesap ile yarattı. Ta ki, herkes kazandığıyla karşılık görsün! Onlara zulmedilmez.

23.Şimdi sen, arzusunu ilâh edinen ve Allah’ın bilgisi dahilinde kişiyi kendi sapıklığında bıraktığı; işitmek istemeyen, düşünmekten kaçan, görmek istemeyen kimseyi gördün mü? Artık Allah’ı dinlemedikten sonra onu kim doğru yola iletebilir? Hâlâ düşünmüyor musunuz?

Rum
Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım (Nahl 98)

53. Görmek istemeyenleri de (düşünce körlüğü içinde olanları), sapıklıklarından (kurtarıp) doğru yola iletemezsin! Sen ancak ayetlerimizi düşünen, araştıran, inanan kişilere işittirirsin. Onlar teslim olan/müslim kimselerdir.

“Hayatın Sırrı” dediğim şey sadece inancı zayıf veya olmayanlar için değil beş vakit namaz kılanlar içinde geçerli. Doğruyu bulmak gayret gerektiriyor. Okumadan, araştırmadan ve üzerinde düşünmeden doğru inancı aramak zar atmaya benzer ve din rastgele, tesadüfî bir olgu değildir. Amerikalı fütürist Alvin Toffler’in çok beğendiğim, özellikle müslümanlarda ve neredeyse baktığım her yere gördüğüm bir sözü var, der ki “21.yy cahilleri okuma yazma bilmeyenler değil, yanlış öğrendiklerini unutamayan, yeniden öğrenmeye, değişime ve dönüşüme açık olmayanlar olacaktır.” Yeniden öğrenmeye açık olmayanlar mevcut bilgileriyle kalacaklardır, kimse kimseyi değiştiremez. Bu sitede kur'an'daki islamı göstermek istediğim gibi tarikat/cemaat ve şirk uygulamalarını da göstermek istiyorum. Yeniden öğrenmeye ya da eski bilgilerini değiştirmek istersen bu dinin gerçek olduğunu, şu an hurafelerle dolu olduğunu ve şirke girmiş birçok insan olduğunu görebilirsin, görmek senin elinde.

Sitenin adını Hayatın Sırrı yaptığıma göre bir iddiam var gibi görünüyor. Daha önce benim de dine dair bir itirazım olmasa da gereklerini yerine getirme taraftarı değildim ama daha sonra bir değişim yaşadım ve çok büyük bir inanç gelişti, her şey değişti. Bu inancın daha önce olmayıp da daha sonra nasıl olduğunu araştırdığımda bazı cevaplar buldum, siteye bu ismi veremin sebebi bulduğum bu cevapları göstermek için. Beni bu konular üzerinde düşündüren “neden bu kadar çeşit inanç sahibi var” sorusu oldu. Mesela nasıl oluyor da bir insan öldükten sonra başka bir ebedi hayat olacağına adı kadar emin olarak inanırken, bir başka insan öldükten sonra yeniden dirilip başka bir hayatın yaşanmasını mümkün olmadığına inanıyor. Bu iki insanın inanç farklılığı bir sisteme dayanıyor olmalı. Sonra bir de benim gibi yirmi dört yaşından sonra müslümanlığın bütün gereklerini yerine getirme gayretine girenler var. Bu nasıl izah edilir? Bir grubun uydurulmuş dediği şeye bir diğer insan yirmi dört yaşında nasıl oluyor da “meğer gerçekmiş” diyebiliyor. Bunları araştırırken ateist grupların sitelerini, forumlarını epey takip ettim. Bu sitede kullanmak üzere resimler, yazılar aldım. Hatalarının neye dayandığını anlamaya çalıştım. Uzun zaman sonra bunların neye dayandığını anladığımı düşünüyorum, tabi bunu anlamam Süleymaniye Vakfının yaptığı çalışmaları okuduktan, derslerini dinledikten sonra oldu. Bu dersleri görmeseydim bu sorularıma bir cevap bulamazdım. Bu inanç farklılığını anladığımda sohbetlerimizde arkadaşlarıma neden insanların görüp göremediğini anlattığımda bana “delilin nedir” dediler. Buna cevap vermek aslında benimle ilgili değil herkesin kendisiyle ilgili. Benim bulduğum cevaplar, gördüklerim bir başkasının şüphelerini gidermez. Cevapları sen aramalısın. Bunun matematiksel bir denklem gibi bir yolu var ama denklemin sonucunu ben değil herkes kendisi bulmak daha doğrusu görmek zorunda çünkü aslında cevap ortada. Bu durumda okumanın ve düşünmenin çok önemli olduğunu tekrar vurgulamalıyım. Hayatın Sırrı dediğim şey hangi tarafı seçtiğinle ilgili. Eğer evrim gibi tesadüfleri red edip “bir yaratan olmalı” diye düşünüp, Allah’a yönelirsen Allah bir kısım insanların "uydurulmuş" dediği şeylerin gerçek olduğunu görmene yardımcı olacak, bunun nasıl olduğunu yazacağım ve bunu yaşayanlardan örnekler vereceğim. "Sır" dediğim şey aslında dikkatini çekmek için kullandığım bir kelime yoksa Kur'an'da sırlar, şifreler falan yok. Nasıl ki bir zamanlar ben dinin gerçek olduğundan habersizdiysem, bunu henüz yaşamayanlara, dışarıdan dinleyen herkes için dinden, Kur'an'dan uzak durdukları için sanki "sır" gibidir, şu an insanların neden namaz kıldığını, oruç tuttuğunu, hacca gittiğini vb anlayamıyorsan bu sana sanki bu insanların beyinleri yıkanmış gibi geliyor olabilir ama eğer Kur'an'a yönelirsen, anlamaya çalışırsan Allah gayretlerin, çalışmaların sonucu başka bir idrâk verdiğinde bu artık dikkat çekmek için dediğim "sır" olmaktan çıkar, görmediğin şeyleri görmeye başlarsın. Bunu yaşadığında kendi kendine “meğer bütün cevaplar ortadaymış” demen çok muhtemel. İstersen Allah Dilediğini Saptırıp Dilediğini Hidayete Mi Erdirir? sayfasıyla başlayabilirsin.

Varlığının kaynağı nedir? Bu dünyada ne arıyorsun? Denklemin parametreleri bunlar, cevap da ortada ama çözümü görmek senin elinde çünkü bir başkası sonucu söylediğinde insanlar tatmin olmuyor, inanmak istemiyor. Evet sorular bunlar Varlığının kaynağı nedir? Bu dünyada ne arıyorsun?


Jim Carey'nin Bu Sözüne Karşılık Bir Kaç Ayet

Bu dünya hayatı bir eğlenme ve bir çalışma(yurdun)dan başka bir şey değildir. Ahiret yurdu ise, elbette asıl hayat/konaklama yeri/sonsuz vatan odur! Şayet bilmiş olsalardı!.. (Ankebut 64)

İnsanların hesapları yaklaştı, oysa onlar hâlâ gaflet içinde yüz çevirmektedirler.(Enbiya 1)

Ey Âdemoğulları (ve kızları!) Size içinizden, ayetlerimi haber verip açıklayan elçiler geldiğinde, kim sakınır ve kendini düzeltirse; işte onlara korku yoktur ve onlar üzülmeyeceklerdir. (Ankebut 35)

Gerçek şu ki bu Kur’an en doğru olan yola iletir ve salih amel/faydalı işleri en iyi şekilde yapan müminlere, kendileri için büyük bir ödülün olduğunu müjdeler. (İsra 9)

Sonsuz yaşam kaynağı O’dur. O’ndan başka İlâh yoktur. O halde; samimiyetle yaşam biçiminizi, O’na (Allah’a/Kur’an’a) göre düzenleyerek ibadet edin/dua edin. Hamd'a lâyık olan Alemlerin Rabbi Allah’tır! (Mümin 65)

Rabbinizin bağışına; genişliği göklerle yer arası kadar olan ve Allah’a karşı gelmekten sakınanlar için, hazırlanmış bulunan cennete koşun. (Ali İmran 133)

★★★