Kuran-ı Kerimin İnsan Yazması Olmadığının Delilleri


Bu sayfa "bilim Big Bang'i ispatladı, Kur'an'da da Big Bang'e işaret eden ayet var, dolayısıyla bilim Kur'an'ın Allah'tan geldiğini ispatlamıştır" iddiası değildir. Evrenin yaratılış bilgisiyle ilgili ayetlerin nasıl örtüştüğünü anlama çabasıdır.

Ben varlığımı sorgularken bir hücrenin tesadüfen oluşması ve diğer aşamalarında tesadüflerle oluşmasına ihtimal vermediğim için bu evrenin ve dünyanın boş bir yer olmaması gerektiği inancımla önce dünyanın nasıl var olduğunu daha sonra evreni araştırıp okumak istedim. Madem bu dünyadayım o zaman bu dünyanın nasıl var olduğunu anlamayı başarırsam bazı sorularıma cevap bulabilirim diye düşündüm. Evrim teorisi özetle suda oluşan tek hücrenin rastgele mutasyonla milyonlarca yılda bugünkü dünya üzerinde ki yaşam formuna dönüşmesi olduğunu gördüm. Bu normal bir insanın inanacağı bir şey değil. Dünyada ki varlığımı tesadüflerle ve rastgele seçimlerle izah etmekte zorlanıyorsam ve madem dünyadaki canlılığı tesadüfle açıklayamıyorum acaba dünyanın oluşumunu açıklanabilmiş mi diye araştırmaya başladım, big bang denen bir olayı öğrendim. Sadece dünyanın değil evrenin başlangıcıymış. Burada da fizikçiler ikiye ayrılmış. Bir kısmı big bangi fizik kitaplarına “creation of universe” başlığıyla "evrenin yaratılışı" diye diğer grup fizikçi burada da rastlantı ve tesadüf kelimeleriyle tesadüfi bir başlangıç olarak kayda geçirmiş.

Bu bölümde Taşkın Tuna’nın kitaplarından izin alarak taradığım birkaç bölüm var ve hayatın anlamına dair iki fizikçi, iki filozof ve bir ilahiyatçının görüşlerini paylaşmak istiyorum, Fizikçilerden biri Stephen Hawking diğer Taşkın Tuna, filozof John Lennox aynı zamanda matematikçidir, Caner Taslaman diğer filozof, ilahiyatçı hoca Abdülaziz Bayındır.

Stephen Hawking fiziğin babalarından, birçok açıklamış özellikle karadelikler üzerine yaptığı çalışmalar çok güzel. Big bang’in anlaşılması konusunda da çok güzel çalışmalar yapmış biri hatta bu konunun ilklerinden. Grand Design, “büyük tasarım” diye bir kitabı var, bu kitabında yazdıklarını anlattığı bir belgeseli var, bu belgesel 3 bölümden oluşuyor. Bunları ilk dinlediğimde dünyanın anlamını kavrayabilmek için prof olmanın bir faydası olmadığını gördüm. Hawking'in bu belgeseldeki iddialarının hayatın anlamını anlamaya hiç bir katkısı yok sadece kendisi bir teori geliştirmiş, buna M teorisi demiş ve yerçekimi kanununun big bang'i oluşturabileceğini iddia etmiş. Ben fizikçi falan değilim ama yerçekimi kanunu big bang'i meydana getirecekse big bang'den önce bu kanunun var olması gerekir, kafam bu kadarına basar. Big bang'den önce ne olduğunu kimse bilmiyor. Bana tanrının yerine yerçekimi kanununu koymaya çalışıyor gibi geldi. Big bang'den önce yerçekimi kanunu yerine tanrının var olması akla daha yatkındır. Dünyanın, evrenin Allah'ın big bang ile başlattığı bir düzenin sonucu olduğuna inanabilmek için önce Hawking'in bu belgesellerini izlemeni tavsiye ederim. Bunun üstüne John Lennox'un Hawking'in "büyük tasarım" kitabına yaptığı yorumları göstermek istiyorum. Hawking'in belgeseller kırkar dakikadan oluşuyor. İnsan ne olursa olsun “hayatın anlamı nedir” ve “evreni tanrı mı yarattı” sorularını araştırmadan, düşünmeden edemiyor. Bu belgesellerde Hawking evren nasıl oluştu ve yaraıcı bir güç var mı sorusunu fizikçi gözüyle değerlendirmiş.

Bu belgeseller telif hakkı nedeniyle Youtube'da yasaklanmış, o yüzden yayınlayamıyorum ama belgesel sitelerinde var, Google'dan "Stephan Hawking Büyük Tasarım - Hayatın Anlamı " ve "Stephan Hawking Büyük Tasarım - Evreni Tanrı mı Yarattı" diye arayıp izleyebilirsin. Eğer bu tarz belgeselleri seviyorsan ikisini de izle ama tarzın değilse hiç değilse "evreni tanrı mı yarattı" bölümünü izle.

Hawking’in evrenin nasıl oluştuğuna dair görüşü “yerçekimi kanununun varlığından dolayı evren kendi kendisini yoktan var edebilir” diyor, bunu yapmak için tanrıya ihtiyaç yoktur çünkü aslında big bang'den önce zaman ve mekan bulunmadığı için Hawking’e göre tanrının var olabilmesi de münkün değil. Bu durumda benim aklıma ilk gelen yunan mitolojisinde ki “on iki Olimpos'lular” oldu. Bir zamanlar Olimpos dağında dünyayı yöneten tanrılar grubu olduğuna inanılırmış. Hawking de demek ki tanrının evreni yaratması için evrende bir yerinde tanrının bir mekanı olması gerektiğini düşünüyor. Tanrı diye isimlendirdiğin gücü zamana ve mekana bağımlı kıldıktan sonra senden benden ne farkı kalır? Ben fizikçi değilim elbette Hawking’in görüşlerine bilimsel anlamda karşılık veremem ama yazdığı bu kitaba cevap veren birini biliyorum, John Lennox. Onun Hawking’in kitabında gördüğü tutarsızlıkları ele aldığı bir konuşması var, bunu çok bilgilendirici hatta ufuk açıcı buldum.

John Lennox - Bilim Allah'ı Ortadan Kaldırıyor mu? - 1

John Lennox - Bilim Allah'ı Ortadan Kaldırıyor mu? - 2

John Lennox tanrı ile fizik kanunlarının ayrılmayacağını, iki kategoriden birinin seçilemeyeceğini anlattı, turbo jet motoru örneğinde olduğu gibi. Newton yerçekimini keşfettiğinde kitabında bunun düşünen insanları yaratıcıya inanmaya ikna edeceğini umduğunu yazmış. İnsan doğası çevresini sorgular ve ikna olmak için daha çok tutarsızlıklara, tesadüflere değil açıklanabilir bilgilere ulaşmayı ister. Elle tutup gözle gördüğün var olan herhangi bir şey düşün bunun nasıl meydana geldiğini rastgele, tesadüfi kelimeleriyle değil oluşum aşamalarını görmek anlayabilmek daha ikna edicidir. Bütün mesele insanoğlu bu oluşum aşamalarını neye bağladığındadır.

Kainatın nasıl var olduğunu, hangi fizik kanunları ve matematik denklemleriyle ifade edildiği insanları ikiye ayırıyor. Bir grup tesadüfi, rastgele oluşumla izah ediyor diğer grup bir yaratanın olması gerektiğini düşünüyor hatta bu konuda buna ikna oluyor. Bu fizik yasalarını okumak ve anlamak için fizikçi olmaya gerek yok. Bu yasalarda o kadar ince hesaplar olduğunu görülüyor ki işte tam burada insanlar ikiye ayrılıyor. Bu kadar hassas dengelerle, aksi çok yüksel matematiksel ihtimaller dahilinde değerlendirilirken insanlar bunları tesadüfle açıklanamayacak kadar hassas olduğunu gördüğünde bir Yaratan olması gerekir fikri ortaya çıkıyor. Buna birazdan örnek vereceğim.

John Lennox sunumunun 12.30 dakikasında “bu bilim adamlarının göremedikleri şey, yaratıcıyı bilimin dışında tutmalarının sebebi bilimleri değil ateistik dünya görüşleri” diyor, buna da birazdan bir cevap olduğunu düşündüğüm kısa bir konuşma var.

Bu sunumun sonuç cümlesi John Lennox’un kendi sözleriyle “bilim adamları matematiksel kanunlar içeren teorileri doğal olayları açıklamak için oluştururlar ki bu onların bazı şeyleri öngörmelerini sağlar ve bunda çok da başarılı olmuşlardır ancak teoriler ve kanunların kendileri bu doğa olaylarını yaratamazlar, teoriler ve kanunlar belli şartlar altında gerçekleşen şeylerin matematiksel açıklamasıdırlar” diyor. Bu söze bir itirazın var mı? Yoksa Stephen Hawking yerçekiminin big bang’i oluşturabilir iddiasının anlamsızlığını fark etmişsindir. Profesör olmak bu hataları yapmaya engel değil çünkü bu konular iman konuları.

Stephen Hawking ve Richard Dawkins gibi bilim adamları evrenin oluşumunu tesadüflere ya da Hawking’de olduğu gibi kendi teorisini geliştirerek ki buna M teorisi demiş, açıklamayı esas almışlar. Bu durumda eğer bir Yaratan yoksa dünyada ki canlıların var olması da yaratıcının eseri değil yine tesadüfidir yani evrim gerçekleşmiştir. Suda nedense bir hücre duvarı oluşuyor nedense yüz binlerce yıl içerisinde bu hücre kendi kendine gelişiyor nihayet milyonlarca yıl sonra kendi kendine dünyada yaşan bugünkü haline geliyor. Bugün bu teoriyi açıklarken hayatın neden başladığını bilmediklerini itiraf etmişler. Bir teorileri var ve bu teori “neden” sorusuna cevap vermiyor, bilmiyoruz diyorlar.

Hawking veya onun benzerlerinin evreni tesadüflerle dolayısıyla dünyadaki yaşamı da evrim teorisiyle açıklamaları benim aklımın alacağı şey değil. Bu yüzden daha fazlası için okumaya araştırmaya devam ettim. Newton yerçekimini keşfettiğinde kitabında “bunun düşünen insanları yaratıcıya inanmaya ikna edeceğini umduğunu” yazmış, doğa kanunlarının doğa kanunlarını yarattığını düşünmektense doğa kanunlarının varlığı, hassasiyeti, değişmezliği bir Düzenleyicinin olduğunu düşünmek insan fıtratına daha uygun olsa gerek yani bu kanunların varlığı bana bir Düzenleyicinin olması gerektiğini düşündürdü ve bu tarafa doğru yöneldim.

Bu araya din, bilim ve fıtratın birbirinden ayrılamayacağını anlatan çok kısa bir yazı alacağım. Din ve Fıtrat Nedir

Bundan sonraki düşüncem “bir Yaratan olmalıya” döndü. Tesadüfleri red edip okuduklarımla “bir Düzenleyici olmalı” düşüncesi benim gibi pek çok kişide aynı şekilde gerçekleşiyor ve bunun Allah’a yönelen herkeste böyle olması yine bu ayetin sonucudur.

Fussilet
Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım (Nahl 98)

53. Evet, Biz ileride onlara delillerimizi gerek dış dünyada, gerek kendi öz varlıklarında göstereceğiz; ta ki Kur'ân'ın, Allah tarafından gelen gerçeğin ta kendisi olduğu onlar tarafından da iyice anlaşılacak. Rabbinin her şeye şahid olması yetmez mi?

Âyetlerin gösterilmesi başlıca şu iki şekilde açıklanır: 1. Kur'ân'ın dâvetinin kısa zamanda dünyada yayılması. 2. Allah'ın insanlara yeryüzünde ve gökte, Kendi varlığına ve birliğine dair delilleri göstermesi. Kur'ân'da bildirdiği birçok hakikatin insanların yaptıkları bilimsel keşiflerle iyice anlaşılarak, Kur'ân'ın Allah katından geldiğini anlamaları.

Stephen Hawking’e karşılık Taşkın Tuna’nın yazdığı 3 kitaptan bazı bölümler göstereceğim. Taşkın Tuna yüksek fizik mühendisi. Allah’ı yukarıda ki ayet doğrultusunda görmek istiyorsan bu 3 kitabı okuyabilirsin.

1 – Muhteşem Tasarım.

2 - Ol dedi oldu 1

3 – Ol dedi oldu 2

Evrende 4 temel kuvvet varmış.

1- Çekim kuvveti. [Hawking’in kainatı oluşturan güç dediği kuvvet]

2 – Güçlü çekirdek kuvveti.

3 – Zayıf kuvvet.

4 – Elektromanyetik kuvvet.

Bunlar bu dünyada nasıl var olduğumuzun izahı, Allah’ın muhteşem tasarımı. Bu kuvvetlerin ne kadar hassas ve bir birine bağlı olduğunu görebilirsen tesadüflerin olmadığına kendi kendine ikna olursun. Ünlü fizikçilerin bu değeler hakkında ki fikirlerini okuyunca tesadüfe yer olmadığına kesin kanaat getirirsin. Bizim bu hesapları anlamamız gerekmiyor. Bu isimleri aklımızda tutmamız da gerekmiyor, önemli olan buradan çıkan sonuç ne. Demeye çalıştığım şey nasıl bir evrende yaşadığımızı anlayabilirsek, hayatın kaynağına da ulaşmış oluruz. İman denen şey kalbinde filizlenir ve imandan sonra küfre düşmezsin. O zaman kıyamete, yeniden dirileceğine dair şüphen olmaz.

Taşkın Tuna’nın Muhteşem Tasarım kitabından “biz niye buradayız” bölümünden üç paragraf aldım. Fizikçilerin big bang ve sonrası oluşan düzen için görüşlerini göstermek istiyorum. Hawking’in evrenin meydana gelme sebebini çekim kuvveti olduğunu söylüyor, ön bilgi olarak şunlara bakmanı istiyorum.

Taşkın Tuna, Muhteşem Tasarım, sayfa173, Şule yayınları

Taşkın Tuna, Muhteşem Tasarım, sayfa 164, Şule yayınları

Taşkın Tuna, Muhteşem Tasarım, sayfa 158, Şule yayınları

Amerikalı fizikçi James Trefil’in tespiti.

Fiziğin gösterdiği bu sayılar bu hesaplar tesadüf olamayacak kadar hassas bir düzen olduğunu gösteriyor. Tesadüfi bir evren yoksa o zaman insan nasıl olur da bir suda bir hücreden evrimleşmiş olabilir. Bu kainatı Yaratan insanı da yaratmış demektir. O zaman hesap gününe hazırla kendini, ölüp hesap vermek üzere yeniden dirileceksin. Az önce okuduğun bölümde ki hassas denge üstteki ayette bildirildiği üzere akıl sahiplerine ders/ibrettir.

Bununla ilgili birkaç ayet daha yazacağım. Fussilet susresinde Biz ileride onlara delillerimizi göstereceğiz diyor ya eğer doğaya, uzaya bakmasını bilirsen bu delilleri görürsün, ayetlere bak;

Bakara
Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım (Nahl 98)

22. O ki, yeri sizin için döşek yaptı. Ve semayı/göğü de bina!.. Ve gökten/semadan su indirdi de; onunla sizin için tüm ürünlerden bir rızık çıkartmıştır. Öyleyse sizler de bile bile, Allah’a benzer varlıklar iddia etmeyin/ortaklar koşmayın!

Yunus
Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım (Nahl 98)

5. Güneş’i bir ışık kaynağı ve Ay’ı da ışığı yansıtıcı kılan O’dur. Ona konaklar/durak (iniş) yerleri takdir eden O’dur; yılların sayısını ve hesabını bilmeniz için!.. Allah bunları ancak bir hesap ile yaratmıştır. Ayetleri uzun uzun açıklamaktadır; bilen/bilim ışığında düşünen bir kavim için!

6. Gerçek şu ki; gece ile gündüzün değişmesinde, Allah’ın göklerde ve yeryüzünde yarattığı şeylerde, korkup sakınan bir toplum için elbette ayetler/işâretler vardır.

Rad
Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım (Nahl 98)

1. Elif, Lam, Mim, Ra. İşte bunlar Kitabın âyetleridir. Sana Rabbinden indirilen gerçektir, fakat insanların birçoğu inanmıyorlar.

2. Allah gökleri, gördüğünüz herhangi bir direk olmadan yükselten, sonra Arş dahil tüm kâinata kanunlarını koyan, Güneş’i ve Ay’ı buyruğu altına alandır. Bunların hepsi belli bir zamana kadar akıp gitmektedir. O, her işi (hakkıyla) düzenler, yürütür; âyetleri ayrı ayrı açıklar ki, Rabbinizin huzuruna kavuşacağınıza kesin olarak inanasınız.

3. O; yeri yayıp döşeyen, orada dağlar, nehirler meydana getiren, orada her türlü meyveden (erkekli-dişili) iki eş yaratandır. O geceyi gündüze bürüyor. Şüphesiz bunlarda düşünen bir kavim için deliller vardır.

4. Yeryüzünde birbirine komşu kara parçaları, üzüm bağları, ekinler; bir kökten çıkan çok gövdeli Ve tek gövdeli hurma ağaçları vardır ki, hepsi aynı su ile sulanır. Ama biz ürünleri konusunda, bir kısmını bir kısmına üstün kılıyoruz. Şüphesiz bunda, aklını kullanan bir kavim için deliller vardır.

Farkındaysan ayetler akla vurgu yapıyor. Düşünen araştıran insanların buralarda göreceği deliller var diyor.

Evrenin Altı Aşamada Yaratılması

Fizik kitapları yaratılışın 13.7 milyar yıl önce olduğu matematik formüller ve fizik yasaları ile gözler önüne seriyor. Kur'an'a baktığımda Allah'ın gökleri ve yeri altı aşamada yarattığını görüyorum. Bu altı aşama fizikçilerin 13.7 milyar yıl dediği sürecin neresine denk geliyor bilsem güzel olur.

Secd
Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım (Nahl 98)

4. Allah O’dur ki; gökleri, yeri ve ikisi arasında bulunan her şeyi altı günde/evrede yaratmış, sonra Arş’a istivâ etmiştir (sistem kurmuştur). Sizin için O’ndan başka ne bir koruyucu/veli, ne de bir şefaatçi/şahit vardır. Öyleyse, düşünüp öğüt almıyor musunuz?

Araf
Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım (Nahl 98)

54. Şüphesiz Rabbiniz; gökleri ve yeri altı günde/altı evrede/altı aşamada yaratan Allah’tır. Sonra Arş dahil tüm kainata kanunlarını kurdu. (Dünyayı döner kılarak) gündüz ve gece, Güneş, Ay ve Yıldızlar O’nun emrine boyun eğmişlerdir. İyi bilin ki, yaratmak ve emir O’nundur/(evreni) yönetmek (yalnızca) O’na aittir. Âlemlerin Rabbi Allah’ın şanı yücedir!

Hud
Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım (Nahl 98)

7. Gökleri ve yeri altı gün içinde/altı evrede yaratan O’dur. Ve O’nun arşı su üzerindeydi. Hanginizin işinin/davranışının daha iyi olacağını, açığa çıkarmak ve yaptıklarınızın tam karşılığını vermek için! Eğer sen: “Mutlaka siz, ölümden sonra diriltileceksiniz” desen, inkâr eden kimseler: “Bu ancak apaçık bir büyüdür” derler.

Bu ayetlerdeki "gün" diye çevrilen kelime aynı zamanda dönem, evre, aşama anlamlarındadır.

Bir günün oluşması dünyanın kendi ekseni etrafında dönmesiyle gerçekleşiyor. Dünyada bir gün 24 saat. Her gezegenin bir günü farklı uzunluklardadır. Bazılarını buradan görebilirsin. Gezegenlerde Günler ve Yıllar.

Bir de henüz gezegenler yokken yani kendi etrafında dönen gök cisimleri yokken gün kavramından bahsedemeyiz. Taşkın Tuna’nın "Ol dedi oldu 1" kitabında bu altı aşamayı görebilirsin. Kitabın başında ki anlattıklarını okumadığın için bazı terimlerin ne olduğunu anlamayabilirsin zaten önemli olan terimleri, hesapları fizikçiler gibi anlayıp, aklımızda tutmamız değil, önemli olan bu aşamaların fizikçiler tarafından açıklanmış olması. Taşkın Tuna ayette geçen Rabbiniz o Allah'tır ki gökleri ve yeri altı günde yarattı ifadesinde gün diye tercüme edilen devirleri, aşamaları fizik açısından ele almış. Bu bizim anladığımız anlamda bir gün/devir değil. Sanki birinci günde birinci kat sema, ikinci günde diğer semalar, daha sonra dünya, daha sonrasında dünya üzerinde ki yaşam gibi bir "yaratılış" değil. Bu aşamalar big bang denen patlamayla dünyada yaşam oluşmasına müsait olacak zaman arasındaki devirler.

1. aşama : Planck dönemi

2. aşama : Kozmik çorba

3. aşama : Elektron dönemi

4. aşama : Radyasyon dönemi

5. aşama : Maddenin yaratılışı. Big bang'den sonra 300.000 ile 500.000'inci yıllar arasında gerçekleşmiş.

6. aşama : Yıldızlar ve galaksiler dönemi. Big bang'in patlama anından sonra 2 milyar yıl sürmüş.

Kitaptan bütün bu aşamaların hepsini taramadım sadece 6. aşamayı taradım. Merak ediyorsan kitabı okuyabilirsin.

Bu sayfayı cep telefonundan okuyorsan altaki sayfaları düzgün görebilmek için telefonunu yan tutmalısın ve "Ekran Döndürme" özelliği açık olmalı.

Taşkın Tuna - Ol Dedi, Oldu 1 - Şule Yayınları - Sayfa 166-177 - 6. Aşama


Kuran'da Yerlerin ve Göklerin Birbirinden Ayrılması

Allah alttaki ayetlerde göklerin ve yerin birleşik olduğu bir zamanda bunu patlattığını söylüyor. Daha sonra da duman halindeki göğü düzenlediğini görüyoruz.

Enbiya
Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım (Nahl 98)

30. Kafirlerin görmeleri gerekmez mi gökler ve yer bütün halinde iken patlattık[*] ve her canlı şeyi sudan yarattık; hâlâ inanmayacaklar mı?

[*] ( فَفَتَقْنَٰهُمَا : patlattık) diye meal vermemizin sebebi, bundan sonra göğün duman haline geldiğinin bildirilmesidir.

Fussilet
Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım (Nahl 98)

11. Aynı zamanda duman halindeki göğe yönelmiş, ona ve yere: “Gönüllü veya zorunlu olarak emrime girin!” demişti; ikisi de “Gönüllü olarak emrine girdik” diye cevap vermişlerdi.

12. İki günde yedi gök olarak tamamlamış ve her gökte ona ait emri vahyetmiştir. En yakın göğü de kandillerle (yıldızlarla) süslemiş ve korumuştur. İşte bu, üstün ve bilgili olan Allah’ın koyduğu ölçüdür.

Araf
Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım (Nahl 98)

54. Sizin Rabbiniz Allah’tır; gökleri ve yeri altı günde yaratmış, sonra yönetime (arşa) geçmiştir. O, gündüzü kendini sürekli kovalayan gece ile örter. Güneşi, ayı ve yıldızları da emrine boyun eğmiş olarak yaratmıştır. Bil ki yaratmak da emretmek de O’nun işidir. Varlıkların Rabbi olan Allah, pek yücedir.

Bu ayetlerde tesadüfen altı dönem/aşama kelimesi geçmiyor. Allah bu evreni hangi aşamalardan geçirerek yarattıysa ayetlere de öyle yazmış. Bilim adamları evrenin nasıl yaratıldığını, ayetlerde nasıl yazıyorsa öyle keşfetmek durumundadır. Allah'ın açıklamalarından farklı bir şey keşfedemezler. Bu yazdıklarım "bilim keşfetti Kuran'da da olduğu görüldü, dolayısıyla Kur'an Allah'ın kitabıdır" gibi bir doğrulama değildir. Ayetlerde ne yazıyorsa bilim ancak onu keşfedebilir. Ama sen ille de inkar etmek istersen “Muhammed bu başlangıcı, altı devir ifadesini sallamış ve tutturmuş” diyebilirsin. Ben de sana sapıklığı tercih ettiğini dolayısıyla bununla Allah’ı idrak etmen mümkün olmadığını söylerim. Bunları inkar etmeye çalışmak daha zor.

Ateist Bir Grubun Altı Aşama İle Alay Etmesi

Big bang’in altı aşamada olduğunu okudun. Bunu araştırmayan, araştırma ihtiyacı hissetmeyen facebook'ta her gün ateizm propagandası yapan bir ateist grup altı aşamada/devirde yaratılışla dalga geçtiği bir resim paylaşmış.

Bu alay etmektir ama gerçekleri bilmeden, farkında olmadan yanlış tarafta durup alay etmek. Taşkın hocanın kitabından ilgili bölümü okudun. Bunlar alay edilecek şeyler değil. Ayetlerdeki altı devir ne demek gördün. Bu ayetlerin açıklamasını, nasıl olduğunu gördüğün zaman Kur'an'ın uydurulmuş bir kitap olmadığını düşünmeye başlamak gerekir ama insanlar akıllarını kullanmıyor, gerçekleri araştırmıyor, görmek istemiyor. Bu duruma uyduğunu düşündüğüm ayetleri yazacağım.

Kur'an Alay Eden Bu İnsanları Anlatıyor

Casiye
Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım (Nahl 98)

1. Ha, Mim.

2. Kitabın indirilmesi, güçlü ve hikmet (doğru karar/hüküm) sahibi Allah’tandır.

3. Şüphesiz göklerde ve yerde, inananlar için elbette ayetler (çeşitli bilim konuları) vardır.

4. Sizin yaratılışınızda ve yaydığı canlılarda da, kesin inanan bir kavim için (düşünüp araştırılması gereken) ayetler/ibretler/dersler/bilim konuları vardır.

5. Gece ile gündüzün değişmesinde, Allah’ın gökten indirdiği rızıkta/yağmurda, ölümünün ardından onunla (yağmur ile) yeri diriltmesinde ve rüzgârları (değişik yönlerden) çevirip estirmesinde, aklını kullanan bir kavim için göstergeler/işâretler vardır.

6. İşte bunlar Allah’ın ayetleri!.. Onları sana gerçekle okuyoruz/bildiriyoruz. Öyleyse Allah’tan Ve O’nun ayetlerinden sonra hangi söze inanacaklar?

7. İftiracı, günahkâr her kişinin vay haline!

8. O, kendisine Allah’ın ayetleri okunurken işitir, sonra; onları hiç duymamış gibi büyüklük taslamakta ısrar eder! Artık onu can yakıcı bir azap ile müjdele.

9. Ayetlerimizden bir şey öğrendiğinde onu alaya alır! İşte onlar var ya onlara alçaltıcı bir azap vardır.

10. Arkalarından da cehennem! Onlara kazandıkları şeyler hiçbir şekilde fayda vermez. Allah’tan başka edindikleri dostlar da fayda vermez. Onlara büyük bir azap vardır.

Lokman
Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım (Nahl 98)

6. İnsanlardan öyle kimseler var ki; bilgisizce Allah’ın yolundan saptırmak ve onu eğlence edinmek için boş lâfı satın alırlar! İşte onlara, aşağılayıcı bir azap vardır.

7. Ona ayetlerimiz okunduğu zaman büyüklenerek yüz çevirdi. Sanki onları işitmemiş gibi, sanki kulaklarının içinde ağırlıklar varmış gibi! Onu, acıklı bir azap ile müjdele!

8. Şüphesiz iman edenlere ve faydalı bir işi en iyi şekilde yapanlara nimet cennetleri vardır.

9. Orada devamlı kalırlar. Allah’ın sözü gerçektir. O; üstün ve güçlüdür, doğru hüküm/karar verendir.

Ayetlerle Alay Edenlerden Ayrılın

Allah, Müslümanlara Kur'an ile alay edenler olursa onlardan ayrılın diyor.

Nisa
Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım (Nahl 98)

140. Oysa Allah size Kitap’ta (Kur’an’da): “Allah’ın ayetlerinin inkâr edildiğini ve onlarla alay edildiğini işittiğiniz zaman, başka bir söze geçmedikleri müddetçe onlarla oturmayın, aksi halde siz de onlar gibi olursunuz” diye hüküm indirmiştir. Şüphesiz Allah; münafıkların ve kâfirlerin hepsini cehennemde toplayacaktır.

Alay edecek bir şey yok, bilmiyorlar, doğruyu değil hep yanlışı araştırıyorlar. Allah kâinatı altı aşamada yaratmış bunda alay edecek ne var?

Araf
Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım (Nahl 98)

54. Sizin Rabbiniz Allah’tır; gökleri ve yeri altı günde yaratmış, sonra yönetime (arşa) geçmiştir. O, gündüzü kendini sürekli kovalayan gece ile örter. Güneşi, ayı ve yıldızları da emrine boyun eğmiş olarak yaratmıştır. Bil ki yaratmak da emretmek de O’nun işidir. Varlıkların Rabbi olan Allah, pek yücedir.

55. Rabbinize için için yalvararak gizlice dua edin. O, aşırılık yapanları sevmez.

Bu ayetin manasını bilirsen, yani fizik kitaplarından altı evrede evren nasıl yaratılmış okursan bundan sonra gelen ayete ayrı bir dikkat edersin. Bu iki ayetten anlayacağın “düzeni yaratan Benim o halde Bana dua edin” diyor. Yaratılış ile ilgili ayetin peşine bu ayetin gelmesi çok manidar.

Dini bilimden ayırdığın zaman kimi müslüman grupların uzay araştırmaları için dediği “ne gerek var o kadar masraf yapmaya” dersin ya da böyle ateist gruplar gibi dalga geçersin ve bu ayrımın bir başka boyutu da Allah’ın bu evrenin tasarımcısı olduğunun görülememesidir. İslam alemi ayetlerde geçen “Allah bir şeyin olmasını istedi mi ona ol der o da oluşmaya başlar” ifadelerini sanki sihirli bir değneğin bir hareketiyle bir anda yoktan var oluyormuş gibi algılıyorlar. Halbuki oluşumu altı devirde tamamlanan evrenin ne kadar uzun zamanda oluştuğunu az önce okudun. Ol dedi oldu diye bir durum söz konusu değil. Bu ayetlerin daha doğru tercümesini Sadık Türkmen’in mealinde gördüm.

Bakara
Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım (Nahl 98)

117. Gökleri ve yeri örneksiz yaratandır. Bir işe hükmetti mi, ona sadece “ol” der, o da hemen oluşmaya başlar.

Ateist Grubun "Gün" Israrı

Üstteki resmi yayınlayan ateist grup bir de bu resmi yayınladı

Bu uydurma bir hadistir. Bunu Diyanet Vakfı yayınlıyor diye, kaynağında Buhari, Müslim geçiyor diye bu kesin doğru olmak zorunda değil. Bu bilgileri ortaya çıkartmak ancak ve ancak Diyanet Vakfının bu konuyu yanlış bildiğini gösterir. Yanlış bilen insanların bu da islam aleminin %90’dan fazlası eder “ne işiniz var uzay araştırmaları yapıyorsunuz” diye eleştirilerde bulunuyorlar, bilimsel çalışma yapmak yerine hadislerde ne yazıyor onu araştırıyorlar. “En meşhur tefsircilerin yorumu da böyledir” diyerek bir şey ispatlayamazsın. Tefsir başkadır Kur'an başkadır. Tefsir insanların yorumudur ve hata olabilir ama Kur'an için bak Allah ne diyor.

Hud
Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım (Nahl 98)

1. Elif, Lâm, Râ. (Bu), Ayetleri sağlamlaştırılmış bir kitaptır! Sonra da hakîm olan ve herşeyin iç yüzünü bilen (Allah) tarafından açıklanmıştır.

2. Ta ki; Allah’tan başkasına kul olmayasınız! (De ki:) Ben de O’ndan size bir uyarıcı ve bir müjdeleyiciyim!

Bu kitabı kim açıklamış?

Allah.

Neden kendisi açıklamış?

"Allah’tan başkasına kul olmayasınız" diye

Tefsirde ne yazarsa yazsın ve kim tefsir etmiş olursa olsun Allah’ın Kur'an'daki açıklamalarına ters bir şey yazdıysa eğer bu tefsirlere uyanlar yanlışları konusunda uyarılıp da o tefsirlere uymaktan vaz geçmemişlerse o tefsiri yazana kul olmuşlar demektir. Ayet ortada Allahtan başkasına kul olmayın diye Ben açıkladım diyor. Abdülaziz Bayındır ve Süleymaniye Vakfının diğerlerinden farkı Kur'an'daki bu açıklamaları ve peygamberimizin o konulardaki doğru sözlerini ortaya çıkarmalarıdır.

"Yedi Gün" Tevratta Geçen Yaratılıştır

Bir defa şunu düşün ayetlerde kâinatın yaratılışından bahsediliyor, dünya henüz yokken gün kavramından nasıl bahsedebilirsin? Ne yapsam da inkar etsem çabasıdır bu. Aklını biraz kullansa kâinatın yaratılışında gün kavramından bahsedilemeyeceğini anlar.

Yukarıda Araf 54 de altı devirden bahsediyor, ateist grubun hadis diye aldığı metinde 7 günden bahsediliyor, buradaki tutarsızlık bile bunun peygamberimizin sözü olmadığını gösterir. Azcık dini bilgisi olanların yedi gün nerede geçiyor düşünmesi lazım, bu tevratın yaratılış babında geçiyor, istersen internetten yaratılış babını okuyabilirsin buraya almayacağım onları. Burada olan olayın adı “israliyat”tir yani tevrat ve yahudi kökenli sözlerin hadis adı altında peygamberimiz söylemiş gibi gösterilmesi. "İsraliyat nedir" diye ararsan daha detaylı bilgi bulabilirsin. İslam dünyası zaten bu uydurulmuş hadisleri temizleyemediği için bu gün bu durumda. Bunları temizlemeye kalkanları peygamberin sözlerini yok ediyorlar diye ayağa kalkıyorlar.

Kâinatın ya da dünyanın yaratılışı ile ilgili ayetlerde bahsedilen süreç gün değil dönem/aşamadır ve bir anda olan şeyler değil, bu bir süreç. Şimdi bugün bu bilgilerle bu ayetlerin örtüştüğü görülüyorken açıkça tevrat bilgisi olan sözleri peygamberimiz söyledi demek bunun sanki Buhari ve Müslim’in kitabında geçmesi tartışmasız doğru olmak zorunda olduğu gibi bir de cilt sayfa numarası falan verilmesi gerçeklerin üstünü örtmektir. Bilim big bang’in ayette geçtiği üzere altı devirde olduğunu görmüştür. Zaten başka bir şey görme şansı da yoktu. Bunu görmek istemeyenler islam dünyasını batırmış hurafeleri alıp “Kur'an'ı Muhammed yazdı, gün derken de haftanın günlerini kastediyordu” diyerek kendi cahilliklerini göstermiş olur, bu isterse Diyanet Vakfı olsun.