Türkçe Namaz Kılınır Mı?
Sayfa Başlıkları
- Allah Musa Peygambere Ne Dedi?
- Kur’an Neden Arapça?
- Zikir Ne Demek?
- Peygamberimiz Nasıl Namaz Kılardı?
- Namaz İnsanı Kötülüklerden Nasıl Engeller?
- Kelimelerin Çok Anlama Gelmesi Engel Mi?
- Ayetleri Arapça Okuyup Anlamlarını Türkçe Düşünsek Olur Mu?
- Camilerde Namaz Türkçe Kılınmalı
- Namaza Başlarken Alınan Tekbir Ne Anlama Gelir?
- Rükudan Doğrulurken Neden "Semi Allah" Denir?
- Türkçe Namaz Örneği
- Abdülaziz Bayındır'ın Türkçe Namaz Hakkında Görüşleri
★★★
Allah Musa Peygambere Ne Dedi?
Az çok Arapça biliyorsan, namazda okuduğun ayetlerin anlamını bilerek okuyorsan sıkıntı yok ama eğer namazda ne okuduğunu bilmeden namaz kılıyorsan bu büyük sorun. Bu durumda namazını Türkçe kılmalısın. Bu sayfada ayet ve hadislerle namazını Türkçe kılabileceğini göstermeye çalışacağım.
Anlamadığın sözlerle Allah’ı zikredebilir misin? Namazın Allah’ı zikretmek olduğunu Musa peygamberin Allah’la konuşmasından anlıyoruz. Açıklama Süleymaniye Vakfına ait.
Ta Ha
Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım
9. Musa’nın hikâyesi sana ulaştı değil mi?
10. Bir gün bir ateş görmüştü de ailesine şöyle demişti: “Durun hele; bir ateş gördüm. Belki onun korundan biraz getiririm; belki de ateşin yanında yol gösterecek birini bulurum.”
11. Ateşin yanına varınca “Musa!” diye bir ses yükseldi.
12. “Ben, evet ben! Senin Rabbinim. Ayakkabılarını çıkar. Çünkü sen, kutsal Tuva vadisindesin.
13. Ben seni seçtim. Şimdi sana bildirilecek şeyleri dinle.
14. Ben! Evet ben Allah’ım; benden başka ilah yoktur. Sen, bana kulluk et ve benim zikrim[*] için (âyetlerimi kafana yerleştirmek için) namazı düzgün ve sürekli kıl.
[*] “Namazı benim zikrim için kıl.”: Zikir Arapça’da ‘doğru bilgi’ anlamına gelir. Allah’ın doğru bilgisi Kur’an-ı Kerim ve onun içinde bize indirdiği ayetler ile tabiatta yaratmış olduğu ayetlerdir.
“Namazı benim zikrim için kıl.” buyurmasından anlaşılacağı üzere her namaz Allah’ı ve onun bize gönderdiğini hatırlamak, sürekli akılda tutmak için kılınmalıdır. Zikir, zeka ile yapılan bir eylemdir. Zeka çalışmak için kelimeleri kullanır. Dolayısıyla Allah’ın emrine uygun şekilde namaz kılabilmek için ya okuduğumuz dua ve ayetlerin Türkçe anlamlarını çok iyi bilmeli ya da Türkçe dua ve ayetlerle namazı kılmalıyız. Aksi takdirde namazı Allah’ın zikri için kılmak mümkün olmaz.
Kur’an Neden Arapça?
Allah her peygamberi kendi kavminin diliyle göndermiş.
İbrahim
Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım
4. Biz, her resulü/âyetlerimizi tebliğ eden elçiyi kendi halkının dili ile göndeririz ki her şeyi onlara açık açık anlatsın. Bundan sonra Allah, (sapıklığın) gereğini yapanı sapık sayar, (doğru yolda olmanın) gereğini yapanı da yoluna kabul eder. Daima üstün ve bütün kararları doğru olan O’dur.
Peygamberler kendi toplumunun diliyle konuşacak ki Allah’ın ayetlerini açıklasın. Buna göre insanlar ya kabul edecek veya yaşam tarzını bozmayıp red edecek. Kur'an'ı Kerim’in Arapça olmasının sebebi peygamberimizin Arap olmasıymış. Peygamberimiz aynı zamanda bütün insanlığa gönderilmiştir
Sebe
Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım
28. Biz seni bütün insanlar için ancak bir müjdeci ve bir uyarıcı olarak gönderdik. Ama, insanların birçoğu bilmek için araştırma yapmıyor.
Peygamber bütün insanlığa müjdeci ve uyarıcı olarak gönderildiğine göre o zaman her toplum Kur'an'ı kendi diliyle okumak zorundadır. Çünkü Allah kendisinden ne istiyor anlaması gerekir. Eğer insanlar Kur'an'ı kendi anladığı dilde okuyabiliyorsa namazı da kendi diliyle kılabilir ve Arapça bilmiyorsa kılmalı da. Eğer bu namaz camilerde cemaatle kılınıyorsa imam ayetleri Türkçe okumalı ki cemaat ne dendiğini anlasın. Peygamberimiz mescitte halka namaz kıldırırken ayetleri Çince okusaydı insanlar anlar mıydı? Bizim camilerimizdeki gibi insanlar anlamadan öyle dururlardı. Allah sadece Araplar namazda ne okunduğunu bilsin diğer milletler namazda anlamadan öyle dursun istemiş olabilir mi? Bütün insanlara Arapça öğretmek mi kolay yoksa herkesin kendi diliyle namaz kılması mı? Anlamadan okunan Kur'an, kılınan namaz, Allah'ı zikir değildir. Sadece ritüeldir. Allah Musa peygambere "Beni zikir etmek için namaz kıl" derken ne dediğini bilmeden ezbere ayet mi oku diyor?
Zikir Ne Demek?
Ragıp El İsfani’nin Müfredat adında Kur’an Terimleri Sözlüğü var. Burada zikir kelimesi şu şekilde tanımlanmış;
Kimi zaman bu kelimeyle, insanın elde ettiği bilgileri kendisiyle koruyabildiği nefsin bir durumu kastedilir. Zikir, söz konusu bilginin akla getirilmesi anlamında kullanılır. Kimi zaman da onunla, bir şeyin kalbe gelmesi veya söylenen söz kastedilir. (Müfredat, Z-k-r maddesi, sayfa 398)
Allah Musa peygambere "Beni zikir etmek için namaz kıl" derken Musa peygamberin aklındaki, bildiği zikir kelimeleriyle, cümleleriyle bunu yapması söylemiş oluyor. Aynı şey bizim için de geçerli. Okuduğun ayetlerin anlamını bilmen gerekiyor ki kalbin tavır alsın. Peygamberimiz "namaza başlarken Rabbinizi överek başlayın" demiş ve kendisi de namazlarına böyle başlamış. Bu yüzden namaza Subhaneke duasıyla başlıyoruz. Anlamını bilmediğin kelimeleri tekrarlayarak nasıl Allah'ı övücü sözler söylemiş olabiliriz? Altta Subhaneke'nin Arapça ve Türkçesi var. Hangisini içimizden gelerek okursak Allah'ı yücelterek namaza başlamış oluruz?
Subhânekellâhumme ve bi hamdik ve tebârekesmuk ve teâlâ cedduk ve lâ ilâhe ğayruk.
Allah'ım! Sen eksik sıfatlardan pak ve uzaksın. Seni daima böyle tenzih eder ve överim. Senin adın mübarektir. Varlığın her şeyden üstündür. Senden başka ilah yoktur.
Peygamberimiz Nasıl Namaz Kılardı?
Bir hadis göstereyim. Peygamberimiz evinde kıldığı namazlarda Bakara, Al-i İmran gibi uzun sureleri okurmuş. Peygamberimiz okuduğu bu ayetleri anlamasaydı, ayetin anlamına göre dua, tesbih, zikir yapabilir miydi? Hadisi okuyunca ne demek istediğimi daha iyi anlayacaksın.
Huzeyfe şöyle dedi “bir gece Rasûlullah’ın arkasında namazı kıldım. Bakara sûresini okumaya başladı. Ben içimden, yüz âyet okuyunca herhalde rükû eder dedim. O yüz âyetten sonra da okumaya devam etti. Ben yine içimden, bu sûre ile namazı bitirecek dedim. O yine devam etti. Ben bu sûre ile rükûa varır dedim, varmadı. Nisâ sûresine başladı; onu da okudu. Sonra Âl-i İmrân sûresine başladı, onu da okudu. Ağır ağır okuyor, tesbih âyeti gelince tesbih ediyor, dilek âyeti gelince dilekte bulunuyor, Allah’a sığınmaya dair âyet gelince Allah’a sığınıyordu. Sonra rükûya vardı. “Sübhâne rabbiye’l-azîm” (Ben yüce Rabbimi ulûhiyet makamına yakışmayan sıfatlardan tenzih ederim) demeye başladı. Rükûu da aşağı yukarı kıyâmı kadar uzun oldu. Sonra “Semiallâhü limen hamideh, rabbenâ leke’lhamd (Allah, kendisine hamd edeni duydu, hamd yalnız sanadır ey Rabbimiz)” dedi ve kalktı. Hemen hemen rükûsuna yakın uzunca bir süre ayakta durdu. Sonra secdeye vardı ve “Sübhâne rabbiye’l-a’lâ” (Ben ulu Rabbimi ulûhiyet makamına yakışmayan sıfatlardan tenzih ederim) dedi. Secdesini de aşağı yukarı kıyâmı kadar uzattı. (Müslim, Müsâfirîn 203 )
Peygamberimiz namazda ayetleri okurken koyu belirttiğim cümledeki gibi ayetlerin anlamına göre tavır alırmış. Örnek ayetler yazayım. Bu ayetleri namazda anlamını bilmeden Arapça okuduğunu düşün. Ayetin anlamına göre nasıl tavır alacaksın?
Yasin
Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım
36. Yerin bitirdiklerini, kendilerini ve bilmedikleri her şeyi çift yaratan Allah, her türlü eksiklikten uzaktır.
83. Her şeyin yönetimini elinde tutan Allah’ın bir eksiği yoktur. Hepiniz O’nun huzuruna çıkarılacaksınız.”
Amenerrasul dediğimiz Bakara suresinin son iki ayetini namazda okuduğunu düşünsene.
Bakara
Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım
285. Bu elçi, Sahibinden (Rabbinden) kendine indirilen her şeye inanıp güvenmiştir, müminler de öyle! Her biri Allah’a, meleklerine, kitaplarına ve elçilerine inanıp güvenir. “O’nun elçileri arasında ayrım yapmayız.” derler. Şunu da derler: “Dinledik ve gönülden boyun eğdik! Bağışla bizi ey Rabbimiz! Dönüp varılacak yer, Senin huzurundur.”
286. Allah, kimseye gücünün üstünde bir sorumluluk yüklemez. Kişinin kimi kazancı lehine, kimi kazancı da aleyhinedir. (Siz şöyle dua edin:) “Rabbimiz! Eğer unutur veya hata edersek, bizi sorumlu tutma! Sahibimiz (Rabbimiz)! Bizden öncekilere yüklediğin ısr yükünü bize de yükleme! Sahibimiz (Rabbimiz)! Zorlanacağımız yükü bize taşıtma! Bizi affet! Bizi bağışla! Bize ikramda bulun! Bizim mevlâmız (en yakınımız) Sensin. Kâfirlere karşı bize yardım et!”
Senin de peygamberimiz gibi okuduğun ayetlere göre tavır alarak kılman gerekmiyor mu? Bakara 286-287’deki duayı anlamını bilmeden okumak neye yarar ki? Anlamını bilmediğin metin dua olmaz. Peygamberimiz “beni nasıl gördüyseniz öyle namaz kılın” demiş.
Malik bin Huveyris şöyle rivayet etti: “Rasûlullah ‘Dönünüz ailelerinizin yanında olunuz! Onlara dini bilgileri öğretiniz! Beni nasıl namaz kılıyor olarak gördüyseniz öylece namaz kılınız! Namaz vakti geldiğinde içinizden biri ezan okusun. Yaşlınız da size imam olsun!’ buyurdu.” (Buhari 673, Müslim 674/292, Nesei 780, Tirmizi 20)
Peygamberimiz Rüku Ve Secdede Hangi Tesbihleri Okurdu?
Hadislerden peygamberimiz nasıl namaz kılarmış görüyoruz. Okuduğun ayetlerin, rüku ve secdede okuduğumuz tesbihlerin anlamını bilmiyorsan peygamberimiz gibi namaz kılmıyorsun demektir. Peygamberimizin rüku ve secdede yaptığı dualara, tesbihlere örnek göstereyim. Kendinle kıyasla.
Hz. Âişe’nin belirttiğine göre rasûlullah’ın Nasr suresindeki “ Rabbine hamd ederek O’na tesbih et!” (Nasr 3) âyeti nâzil olduktan sonra rükûda ve secdede en çok okuduğu dualardan biri şu idi: “Ey bizim Rabbımız olan Allah! Seni kendi kudretimle değil, senin yardımınla ve sana mahsus olan hamd ile tesbih ederim. Allahım beni bağışla” (Buhârî, Ezân 123, 139)
Rasûlullah’ın secdede iken yaptığı dualardan biri de şu idi:“Allahım! Sadece sana secde ettim. Yalnız sana iman ettim. Sana teslim oldum. Benim yüzüm kendini yaratıp ona şekil veren, kulağını ve gözünü var eden Rabbine secde etti. Yaratanların en güzeli olan Allah pek yücedir” (Müslim, Müsâfirîn 201)
Hz Âişe’den rivayet edildiğine göre Rasûlullah rükû ve secdede iken: “Allahım! Sen ulûhiyyetine yakışmayan sıfatlardan tamamıyla münezzehsin. Sen bütün kusurlardan ve noksanlardan tamamıyla arınmışsın, mukaddessin. Sen meleklerin ve Rûh’un Rabbisin” derdi. (Müslim, Salât 223. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Salât 147; Nesâî, Tatbîk 11, 75)
Peygamberimiz evinde kıldığı namazlarda uzun sureler okur, rüku ve secdede uzun uzun tesbihler yapardı ve okuduğu ayetlerin tesbihlerin anlamını bilerek okurdu. “Benim gibi namaz kılın” sözü istismar edilerek insanları Arapça anlamadan namaz kılmaya zorluyorlar. Diyorlar ki "Hz peygamber Arapça kılıyordu. Benden gördüğünüz kılın dedi. Siz de Arapça kılmak zorundasınız." Bu saçmalık; peygamberimiz Arapça kılıyordu çünkü Araptı. Okuduğu her kelimenin anlamını biliyordu. Sen Arapça, okuduğun kelimelerin anlamını bilmiyorsan Peygamberimiz gibi namaz kılmış olamazsın. Senin kıldığın namaz sadece şekil, ritüel olur. Namaz sadece şekilden, ritüelden ibaret değildir. Namazın ruhu okuduğu duaların, surelerin anlamındadır. Anlamını bilmiyorsan namazın yarımdır. Biz namazı peygamberimiz gibi kalbin, aklın tavır alması için Türkçe kılman gerekir deyince sapık oluyoruz ama filan mezhebin falan alimi 86 yaşında bir adamın 12 yaşında bir kız çocuğuyla evlenmesine caizdir deyince çok büyük alim oluyor. Üstelik peygamberimiz Hz Aişe'ye 17 yaşında evlendiği halde bu fetvayı veriyorlar. İstersen Hz Aişe'in evlenirken 17 yaşında olması hakkında bu sayfadan bilgi alabilirsin. İslam'da Evilik Yaşı Kaçtır?
Namaz İnsanı Kötülüklerden Nasıl Engeller?
Ayet namazın insanı fuhuş ve kötülüklerden engelleyeceğini söylüyor.
Ankebut
Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım
45. Bu Kitap’tan sana vahyedilen her şeyi anlayarak oku ve namazı tam kıl. Namaz her çeşit fuhuşu ve kötülüğü engeller. Allah’ın zikri (Kitabı) en önemlisidir. Allah, yaptığınız her işi bilir.
Allah Musa peygambere “beni zikir için namaz kıl” demiş. Zikir’in anlamı da bir bilgiyi aklımıza yerleştirip yeri geldiğinde kullanmak yani ayetleri ezberlemek değil ayetlerin ne anlama geldiğini akla yerleştirmeye ve bunu ihtiyaç olduğunda hatırlayıp kullanmaya zikir deniyor. Namazın bizi kötülüklerden alıkoyması, yaptığımız kıyam, rüku ve secdeden dolayı değildir. Rüku ve secde etmek insanı kötülükten alıkoymaz. Namazda okuduğumuz ayetler bizi kötülüklerden alıkoyar. Bu ayetleri namazda okuduğumuzda Allah'ın emir ve yasaklarını hatırlamış oluruz ve bu hatırlama bizi ayetlere aykırı davranmaktan alıkoyar. Buna zikir deniyor. Yoksa anlamını bilmediğin ayetleri okumak zikir değildir. Peygamberimiz boşuna uzun uzun Bakara, Al-i İmran gibi surelerini okumuyordu? Aynı zamanda ayetlerin anlamına göre dua, tesbih, zikir yapardı. Rüku ve secdede bile uzun dualar okurmuş. Peygamberimiz Beni nasıl namaz kılıyor olarak gördüyseniz öylece namaz kılınız! dediyse o zaman Arapça bilmiyorsan sen de ayetlerin, tesbihlerin ve duaların anlamını bilerek Türkçe okuman gerek. Ama bize tam tersini söylüyorlar. “Beni nasıl namaz kılıyor olarak gördüyseniz öylece namaz kılınız!” hadisini gösterip “peygamber namazı Arapça kılardı siz de Arapça kılmak zorundasınız” diyorlar. Bu namaz taklididir. Peygamberimiz ayetlerin anlamını bilerek, anlayarak ve ona göre tavır alarak kıldıysa sen de öyle kılmalısın. Bunun da yolu herkesin namazını anladığı dilde kılmasıdır. Allah Nuh peygambere emrettiklerini bize şeriat yaptığını söylüyor. Namaz Nuh peygamberden beri var. Ayeti yazayım.
Şura
Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım
13. “Allah Nuh’a ne emretmişse onu, sizin için bu dinin kuralı (şeriat) yapmıştır. Sana vahyettiğimiz, İbrahim’e, Musa’ya ve İsa’ya emrettiğimiz şudur: “Bu dini ayakta tutun ve birbirinizden ayrı düşmeyin.” Senin çağırdığın şey müşriklere ağır gelir. Allah, bu dini tercih edeni kendi tarafına (yoluna) seçer ve O’na yöneleni doğruya yönlendirir.”
Nuh peygamberden beri her peygamber ve kavmi kendi dilinde namaz kılmadın mı? Biz niye kendi dilimizde kılamıyoruz? Bütün dünyada her nerede Müslüman varsa herkes anladığı, konuştuğu dille namazını kılmalı. Allah Sebe suresinde peygamberimiz için “biz seni bütün insanlığa gönderdik” diyor. Peygamberimiz bütün insanlara geldiyse, o zaman her insan Kur'an'ı kendi anladığı dilde okumalı ve namazı kendi dilinde kılmalı.
Kelimelerin Çok Anlama Gelmesi Engel Mi?
Gelenek, anadilde namazı engellemek için bir de Arapça ayetlerde birden çok anlama gelen kelimelerin olduğunu ileri sürmüş. Bir kelime bazen on farklı anlama geliyormuş, bu kelimeyi Türkçe söylersek olmazmış. Yahu on anlama gelen kelimenin bir anlamını dahi bilmiyorsun ama kelimenin anlamı kayboluyor diyorsun. Allah akıl fikir versin. Kelimenin anlamı kime kayboluyor? Allah bir ayette bir kaç anlamlı kelime kullanıyor bu doğru ama bir ayette on veya daha fazla anlamı olan kelimelerin her anlamı geçerli değil ki. Allah ayette ne anlatıyor, önemli olan bunu görmek ve bilmek. Bunun da halledebiliriz; namazda Türkçe okuyacağın ayetleri ona göre seçersin. Sıkıntı olmaz. Asıl sıkıntı Arapça bilmeden telaffuz edilen cümlelerde kelimeler birbirine giriyor. Kimse bunu düşünmüyor. Fatiha suresinin beşinci ayeti mesela; Türkçesi şöyle; Ancak sana kulluk eder, ancak Senden yardım isteriz! bunu Arapça okurken çoğu insan "iyya kenabüdü ve iyya kenestein" diye telaffuz ediyor ama bu telaffuz yanlış. Doğrusu böyle "İyyake na’büdü ve iyyake nesteıyn." Aslında namazda Arapça bilmeden Arapça ayet okuyanlar kelimeleri bir birine girmiş, karma karışık bir metin okuyorlar ama farkında değiller.
İnsanlara illa Arapça ayet ezberletebilmek ve kısa oldukları için kolay ezberleniyorlar diye Kur’an’ın sonundaki üç dört cümlelik surelere “Namaz Sureleri” demişler, onları ezberletmişler. Sıkıntı burada. İhlas, Felak ve Nas Sureleri dışında, Namaz Sureleri dedikleri surelerin anlamı Allah’ı zikre ne kadar uygun?
Ayetleri Arapça Okuyup Anlamlarını Türkçe Düşünsek Olur Mu?
Bazı hocalar böyle söylüyor; ayetleri Arapça oku aklından kelimelerin anlamını Türkçe geçir. Bu yazdıklarımı Arapça bilen birileri okuyorsa, ayetleri Arapça okuyup kelimelerin anlamını Türkçe düşünmek iyi bir fikir diyorsa, altta İspanyolca Fatiha ve İhlas suresi var. Sen bunları İspanyolca okuyup kelimeleri Türkçe düşünebilir misin?
İspanyolca Fatiha Surei
1. En el nombre de Alá, el Compasivo, el Misericordioso!
2. Alabado sea Alá, Señor del universo,
3. el Compasivo, el Misericordioso,
4. Dueño del día del Juicio,
5. A Ti solo servimos y a Ti solo imploramos ayuda.
6. Dirígenos por la vía recta,
7. la vía de los que Tú has agraciado, no de los que han incurrido en la ira, ni de los extraviados.
İspanyolca İhlas Suresi
1. Di: "Él es Alá, Uno,
2. Dios, el Eterno.
3. No ha engendrado, ni ha sido engendrado.
4. No tiene par".
Bunu zorlamanın bir anlamı yok. Bilmediğin bir dili telaffuz edip Türkçe düşünemezsin. Bilmediğin dille zikir yapamazsın.
Camilerde Namaz Türkçe Kılınmalı
Okuyanın beni Kemalist düşünceyle aynı kefeye koymayacağını umarak yazıyorum. Benim derdim; kimse camilerde kılınan namazlarda okunan ayetleri anlamıyor. Dolayısıyla okunan ayetler kimsenin hayatına girmiyor. Kabe'de kılınmış bir namaz göstereceğim. Fatiha'dan sonra İsra suresinden ayetler okunmuş ve herkes ne okunduğunu anlıyor. Hatta adamın biri ağlıyor. Ağladığı yerdeki ayetlere dikkat edersen ahiretten bahsediyor. Namazda okunan ayetleri anlamak gerekiyor ki kalbin tavır alsın. Geçmiş bütün peygamberler kendi dilleriyle namaz kıldı, dua etti. Allah Sebe suresinde peygamberimizi bütün insanlığa gönderdiğini söylüyorsa o zaman herkes konuştuğu dille namaz kılabilmeli. Bunu neden göremiyorlar gerçekten anlamıyorum.
Namaza Başlarken Alınan Tekbir Ne Anlama Gelir?
Çoğu insan namazda ne okuduğunu bilmediği gibi namazın rükünlerini neden yaptığımızı da bilmiyor. Onlardan biri namaza başlarken alınan “Tekbir.” Allahu ekber -Allah tek büyüktür- deyip elimizi kafamızın yanına kaldırıp indirmek ne demek? Neden sadece başta tekbir alıyoruz? Namaz kılma tariflerinde bunu açıklayan bir tanım bulamazsın. Kimse bunları merak etmemiş kimse de açıklamamış. Ne anlama geldiğini Mustafa İslamoğlu hocadan duyabilirsin.
Video açılmıyorsa hemen altındaki linke tıkla.
Namaza başlarken alınan tekbir ne anlama gelir?
Rükudan Doğrulurken Neden "Semi Allah" Denir?
Namaz boyunca her hareket öncesi ve sonrasında "Allahu ekber" Allah tek büyüktür diyoruz ama rükudan doğrulurken “semallahu limen hamideh” yani “Allah hamdedeni duydu” diyoruz. Doğrulduktan sonra da "rabbena lekel hamd" "hamd Rabbimiz içindir, Rabbimiz sana hamd olsun" diyoruz, neden?
Video açılmıyorsa hemen altındaki linke tıkla.
Rükudan doğrulurken neden "semi Allah" denir?
Türkçe Namaz Örneği
Ben namazı Türkçe kılıyorum. Altta linkte görebileceğin ayetler Namaz Sureleri dedikleri Fil, Kureyş, Maun, Kevser, Nasr, Tebbet’ten çok daha zikre, tesbihe, duaya uygun ve peygamberimizin kıldığı gibi anlamlı. Kolay ezberleniyor ve okunuyor diye namazda Tebbet suresini okumanın zikirle hiç bir alakası yoktur; Ebu Leheb’in elleri kurusun, zaten kendisi bile kurudu. Ne malı işine yaradı ne de kazancı! O, alevli bir ateşte kızaracak, eşi de odun hamallığı yapacak, gerdanında ise liften bükülmüş bir ip bulunacaktır. (111:Tebbet 1-5) İlla Arapça okumak için 1400 sene önce ölen bir kafiri neden namazda anıp duruyorsun? Ebu Leheb’in cehenneme gideceğini bilmeyen mi var? Namazda durmadan bunu tekrar etmek seni kötülüklerden nasıl alıkoyabilir? İstersen namazda Türkçe okumak için çıkarttığım ayetlere bakabilirsin.
Abdülaziz Bayındır'ın Türkçe Namaz Hakkında Görüşleri